Konut Sigortası Yaptırırken En Sık Yapılan 5 Hata ve Çözüm Yolları
Evimiz, sadece duvarlardan ve bir çatıdan ibaret değildir; anılarımızın, sevdiklerimizin ve en değerli eşyalarımızın barınağıdır. Bu kadar önemli bir varlığı yangın, hırsızlık, sel gibi beklenmedik risklere karşı koruma altına almak ise modern yaşamın bir gerekliliği. Konut sigortası tam da bu noktada devreye girerek bize o paha biçilmez “güvende olma” hissini sunar. Ancak sigorta poliçesi hazırlatmak, çoğu zaman sadece en uygun fiyatı bulmaktan ibaret görülür. Bu aceleci yaklaşım, farkında olmadan yapılan ciddi hatalara ve en önemlisi, hasar anında büyük hayal kırıklıklarına yol açabilir. Peki, bu değerli güvenceyi alırken en sık düşülen tuzaklar nelerdir ve bunlardan nasıl kaçınabilirsiniz? Gelin, evinizi doğru bir şekilde güvence altına almanın yollarını birlikte inceleyelim.
Hata 1: DASK’ı Yeterli Sanmak ve Konut Sigortası ile Karıştırmak
Deprem kuşağında yer alan bir ülke olarak, Zorunlu Deprem Sigortası (DASK) hepimizin aşina olduğu bir kavram. Ancak en büyük yanılgılardan biri, DASK poliçesinin evi tüm risklere karşı koruduğunu düşünmektir.
- Yanlış Anlama: DASK, adından da anlaşılacağı gibi, sadece deprem ve depremden kaynaklanan (tsunami, yangın, yer kayması vb.) hasarlarda, binanızın duvarları, temeli gibi kaba inşaatını devletin belirlediği limitler dahilinde güvence altına alır.
- Sonuç: Hırsızlık, su baskını, yangın, fırtına gibi deprem dışı bir hasar meydana geldiğinde DASK size hiçbir ödeme yapmaz. Ayrıca, deprem olsa bile DASK, evinizin içindeki eşyalarınızı, dekorasyonunuzu veya binanızın limitleri aşan değerini karşılamaz.
Çözüm Yolu: DASK’ı evinizin temeli, konut sigortasını ise o temelin üzerine inşa ettiğiniz sağlam bir kale olarak görün. DASK yasal bir zorunluluktur ve ilk yapılması gerekendir. Konut sigortası ise DASK’ın boşluklarını dolduran, eşyalarınızdan komşunuza verebileceğiniz zararlara, cam kırılmasından elektronik cihaz arızalarına kadar sizi tüm diğer risklere karşı koruyan kapsamlı bir güvencedir. İkisi birbirinin alternatifi değil, tamamlayıcısıdır.
Hata 2: Bina ve Eşya Değerini Göz Kararı Belirlemek (Eksik Sigorta Riski)
Poliçe primini düşük tutmak amacıyla evinizin ve eşyalarınızın değerini olduğundan daha az göstermek, hasar anında en çok pişmanlık yaratan hatadır. Buna sigortacılık dilinde “eksik sigorta” denir.
- Yanlış Anlama: “Benim evim 5.000.000 TL ediyor ama ben 3.000.000 TL göstereyim, primi az olsun. Zaten tam hasar olmaz.”
- Sonuç: Sigorta şirketleri, hasar ödemesi yaparken sigorta bedelinizin gerçek değere oranına bakar. Eğer evinizi %40 daha düşük bir bedelle sigortalattıysanız, 100.000 TL’lik bir kısmi hasarınız olduğunda sigorta şirketi size 100.000 TL değil, bu orana göre sadece 60.000 TL ödeme yapar. Geri kalan 40.000 TL sizin cebinizden çıkar.
Çözüm Yolu:
- Bina Değeri İçin: Evinizin arsa payı hariç, yeniden inşa edilme maliyetini baz alın. Bu değeri Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın her yıl yayımladığı metrekare inşaat maliyet bedellerine göre hesaplayabilirsiniz. Evinizin piyasa satış değeri değil, yeniden yapım maliyeti önemlidir.
- Eşya Değeri İçin: Oturup bir liste yapın. Salondaki koltuk takımından mutfaktaki beyaz eşyalara, yatak odasındaki gardıroptan elektronik cihazlara kadar her şeyin bugünkü piyasa değeriyle yeniden alınma maliyetini çıkarın. Bu liste, doğru bir sigorta bedeli belirlemenizi sağlar.
Hata 3: Sadece Fiyata Odaklanıp Poliçe Teminatlarını Okumamak
Farklı şirketlerden teklif alırken yapılan en yaygın hata, sadece en altta yazan “prim” rakamına bakmaktır. Oysa iki poliçe arasındaki 200 TL’lik bir fark, sizi 20.000 TL’lik bir hasardan koruyacak önemli bir teminatı dışarıda bırakıyor olabilir.
- Yanlış Anlama: “En ucuz teklif hangisiyse onu yaptırayım, hepsi aynı şey.”
- Sonuç: Poliçeniz, sel hasarını kapsamıyor olabilir. Hırsızlık teminatı sadece eve zorla girme durumunda geçerli olup, anahtarla girilmesi durumunu kapsamıyor olabilir. Ya da fırtına teminatı, sadece belirli bir hızın üzerindeki rüzgarları kapsıyor olabilir. Bu detayları ancak hasar yaşandığında öğrenmek çok geç olacaktır.
Çözüm Yolu: Fiyatı karşılaştırmadan önce, tekliflerdeki teminat listelerini yan yana koyup karşılaştırın. Poliçeniz standart olarak hangi riskleri (yangın, hırsızlık, dahili su vb.) kapsıyor? Hangi durumlar kapsam dışı bırakılmış (istisnalar)? Kendinize “Benim evim ve yaşadığım bölge için en olası riskler neler?” diye sorun ve poliçenizin bu riskleri kapsadığından emin olun.
Hata 4: Hayat Kurtaran Ek Teminatları Göz Ardı Etmek
Konut sigortaları, standart teminatların yanı sıra poliçenizi çok daha güçlü hale getirecek birçok ek güvence sunar. Bu küçük eklentiler, büyük masrafların önüne geçebilir.
- Yanlış Anlama: “Bana ana teminatlar yeter, ekstralara gerek yok.”
- Sonuç: Televizyonunuzun üzerine devrilen bir vazo sonucu oluşan hasar, cam sehpanızın kırılması, alt komşunuza su sızması nedeniyle komşunuzun parkelerinde oluşan zarar veya enflasyon nedeniyle eşyalarınızın değerinin erimesi gibi durumlar karşısında korumasız kalabilirsiniz.
Çözüm Yolu: Poliçenizi hazırlatırken sigortacınıza mutlaka şu ek teminatları sorun:
- Enflasyondan Korunma: Yıl içinde enflasyon artsa bile evinizin ve eşyalarınızın değerinin korunmasını sağlar.
- Cam Kırılması: Kapı, pencere, masa, sehpa ve ayna camlarının kırılmasını kapsar.
- Elektronik Cihaz Sigortası: Voltaj dalgalanması, kısa devre gibi sorunlara karşı TV, bilgisayar gibi cihazlarınızı korur.
- Üçüncü Şahıs Mali Sorumluluk: Evinizden kaynaklanan bir sorunla (su sızıntısı, yangın vb.) komşularınıza verdiğiniz zararları karşılar.
Hata 5: Muafiyet Detayını Anlamadan Poliçeyi Onaylamak
Muafiyet, bir hasar durumunda sigortalının karşılayacağı, önceden belirlenmiş küçük bir kesinti miktarıdır. Bu detayı bilmemek, hasar anında “Neden ödemem eksik yapıldı?” sorusunu sordurur.
- Yanlış Anlama: “Poliçem varsa tüm hasarımı sigorta öder.”
- Sonuç: Örneğin, poliçenizde 1.000 TL’lik bir hırsızlık muafiyeti olabilir. 15.000 TL’lik bir hırsızlık hasarınız olduğunda, sigorta şirketi 1.000 TL’yi düşerek size 14.000 TL ödeme yapar. Bu bir hata değil, poliçe şartıdır.
Çözüm Yolu: Poliçenizi onaylamadan önce, “Bu poliçede herhangi bir teminat için muafiyet (katılım payı) var mı? Varsa, hangi durumlarda ve ne kadar uygulanıyor?” diye sorun. Bazı şirketler muafiyetli poliçelerde prim indirimi sunar. Bu bir tercih meselesidir, ancak neyi tercih ettiğinizi bilerek ve bilinçli bir şekilde karar vermeniz en doğrusudur.